4/30/2010

sis tarlası...

Göz bebeklerinin küçüldüğü yerde
sanki bir kapı,
arkasında bahar…
açıyorum…

Aralık unutulmuş pencere,
dar odaya sızan ışık…
üşüyorum…

Pulsuz bir mektup,
adsız bir şiir…
yazıyorum.

Belki de bir ‘her neyse’
gözbebeklerinde…
Çekip alıyorum.

Güneş saklanmış bulutların arasına,
deniz çekiliyor buzlu bardağa,
senli benli rakılanıyorum…

İçimde bir kabulleniş,
sislerin arasında bir gülümseyiş,
hayra yorulmuş düşler
biriktiriyorum.

Uzun bir tünelden geçiyor zaman,
birazdan gün doğacak...
uyku sersemliğiyle
kolumu atıyorum…
Sen varsın.


Hiç yorum yok:

4/30/2010

sis tarlası...

Göz bebeklerinin küçüldüğü yerde
sanki bir kapı,
arkasında bahar…
açıyorum…

Aralık unutulmuş pencere,
dar odaya sızan ışık…
üşüyorum…

Pulsuz bir mektup,
adsız bir şiir…
yazıyorum.

Belki de bir ‘her neyse’
gözbebeklerinde…
Çekip alıyorum.

Güneş saklanmış bulutların arasına,
deniz çekiliyor buzlu bardağa,
senli benli rakılanıyorum…

İçimde bir kabulleniş,
sislerin arasında bir gülümseyiş,
hayra yorulmuş düşler
biriktiriyorum.

Uzun bir tünelden geçiyor zaman,
birazdan gün doğacak...
uyku sersemliğiyle
kolumu atıyorum…
Sen varsın.


Hiç yorum yok: